Değer eğitimi, insana özgü olanakları, insanı insan yapan ve diğer canlılardan ayıran olanakları, başka bir deyişle insana özgü bütün etkinlikleri, insansal etkinlikler olarak amaçlarına uygun tarzda gerçekleştirebilecek duruma gelmelerine yardımcı olmaktır. Bir başka ifadeyle kişilere doğru bilmenin, doğru düşünmenin, doğru değerlendirmenin, doğru eylem içinde olduğunu görebilmesine yardımcı olmaktır.

Değerlerin genel özellikleri şu şekilde ifade edilebilir:
1. Sosyo-kültürel bir değer, temelde seçici oryantasyonun standardıdır. Bu süreçte değer, bilinçli ve amaçlı davranışın genel kriteridir. Bir başka deyişle değer, eylemlerde bulunan bir kişinin kabul edilebilir arzu ve istekleri için bir referans noktası olarak görevini yerine getirir.
2. Değerler bir kültür içinde şekillenir ve aynı zamanda kültür üzerinde yönlendirici olarak etki etmektedir. Bunu başka bir şekilde ifade edecek olursak; bir kültürün gelişme süreci içinde değerler bir şekil almaktadır.
3. Değerler insanlarla özdeşleşmiştir. Sosyalleşme sürecinde değerler kişiler tarafından öğrenilmekte ve üstlenmektedir. Kısacası, kişinin şahsiyet yapısına entegre olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak değerler kişinin şahsiyetinin bir parçası olarak görülmektedir.
Değerler aşağıdaki özelliklere sahiptir:
- Değerler paylaşılırlar.
Değerler paylaşılırlar; çünkü değerler toplum tarafından kabul görmekte ve benimsenmektedir. - Değerler ciddiye alınırlar.
Değerler ciddiye alınırlar; çünkü değerler toplumca benimsendiği ve insanların yaşamına etki ettiği için önemsenmekte ve korunmaktadır. - Değerler coşkuyla birlikte bulunurlar.
Değerler coşkuyla birlikte bulunurlar; çünkü kişiler bazı değerler için fedakârlık yapabilir ve bazı değerlerin yaşaması için kendilerinden taviz verebilirler. - Değerler soyutlanabilirler.
Değerler soyutlanabilirler; çünkü kişilerarası uzlaşma gerektirdiği için kavramsal olarak diğer nesnelerden ve bazı toplumsal unsurlardan soyutlanabilirler. Maddi unsurlar veya bazı toplumsal kurallardan soyutlanabilir olup kişilerin önemsediği ve öncelik verdiği kavramları temsil etmektedir. - Değerler kalıcıdır.
Değerler kalıcıdır; çünkü her ne kadar çağın gerekleri ve toplumsal değişmelerle birlikte bazı değerler değişiklik gösterse de içinde bulunulan zaman dilimi ve dönem açısından toplumun büyük kesimince benimsenen kalıcı inançlar olarak görülmektedir. - Değerler bir inançtır.
Değerler bir inançtır; çünkü değerler diğer inançlarda olduğu gibi bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlara sahiptir. - Değer bir tercihtir.
Değer bir tercihtir; çünkü değer tercihlerle ilgili bir kavramdır. Bazı değerler toplumsal yaşam içerisinde herhangi bir sorgulama olmaksızın kabul görürken bazı değerler de kişilerin tercihleri sonucu oluşur. Bu yönüyle değerler, kişilerin davranışlarını, tercihlerini, değerlendirmelerini, ilişkilerini etkiler ve daha birçok toplumsal hareketlerin belirleyicisidir.
Değerlerin özelliklerine yönelik birçok kuramcının yazılarında ortak bir biçimde yer alan altı ana özellikten söz edilebilir:
- Değerler koparılamaz bir biçimde duygulara bağlı inançlardır.
- Değerler etkinliği güdüleyen istendik amaçlara gönderme yaparlar.
- Değerler belirli eylem (davranış) ve durumların üstündedir, onları aşarlar.
- Değerler standartlar ya da ölçütler olarak işlev görür.
- Değerler birbirine görece önemleri temelinde bir sıraya konulurlar.
- Birçok değerin görece önemi davranışa rehberlik eder.
Değerlerin ortaya çıkmasında ve yerleşmesinde en önemli unsurlardan birisi “sosyal onay” kavramıdır. Çünkü onaylanan davranış ilerleyen zamanlarda değere dönüşmekte ve bir süre sonra toplumsal yaşamda yerleşmeye başlamaktadır. Bir başka deyişle pekiştirilen davranışlar ve söylemler, bir süre sonra toplumda yerleşir ve değere dönüşür. Bu bağlamda değer yargılarımızın yetiştiğimiz çevreden beslenerek şekillendiğini söylemek mümkündür.
Değerlerin ortaya çıkması ve yerleşmesinde “sosyal kabul” kavramının önemli olmasının yanı sıra var olan değerler de toplumsal destek sürecini kaybettikleri ve toplumsal destek zayıfladıkça da etkisiz kalmaya ve yok olmaya başlarlar. Değişen koşullarla birlikte insanların yaşam biçimi, eğilimleri ve alışkanlıkları da değişmektedir. Bu durum da bazı değerlerin işlevini yitirmesi, yeni değerlerin hayatımıza girmesi sonucunu doğurmaktadır.
Bu bilgiler doğrultusunda değerlerin durağanlığından söz edilemez. Bu nedenle iki farklı toplumda, kültürel ve sosyo-ekonomik değişkenlerle bağlantılı farklı değer yargıları ortaya çıkabilir.
Sonuç olarak; bir toplum geleceği iyi yetişmiş ve karakter sahibi insanlara bağlıdır. İnsanlar iyi ahlaki değerlere çoğu zaman kendiliğinden sahip olamazlar. Bu nedenle öğrenim çağındaki her bireyin uygun ahlaki kararlar alması ve davranışlar sergilemesine yardımcı olacak değerler ve beceriler kazanması çok önemlidir. Bu doğrultuda “değerler eğitimi” ve “karakter eğitimi” yönünde okullarda çalışmalar yapılmakta ve bu çalışmaların yürütülmesi sürecinde de öğretmenlere ve yöneticilere önemli görevler düşmektedir.