Eski Mısırda Heykelcilik

Küp Heykel
Küp Heykel

Firavunlar dönemi Mısır’ı için, bir heykel hareketli bir varlık kadar canlıdır. İlahi bir varlık, bir kralın veya daha başka bir kişinin görüntüsü biçiminde yontulan heykel fazla değer taşırdı. Heykel, temsil ettiği kişinin canlı bir varlığıydı. Bu yüzden kimin heykeli olduğunu ve o kişinin özelliklerini heykel üzerine yazmak önemliydi. Hiyeroglifle yazılmış açıklamalardan yoksun anonim bir heykel gücünü yitirirdi. Canlılığını kaybeder, madde boyutuna indirgenirdi.

Canlı heykele, insana gösterilen özeni göstermek gerekirdi. Heykelin üzerine varlığını sürdürebilmesi için sonsuza dek kendisine sunulacak ürünlerin listesi yazardı: “Bin ekmek, bin bira, et, ördek, taze su…” Böylece yazı, sözün söylediğini sonsuza dek tespit ederdi.

Heykel bitirildiğinde “ağız açma” töreni yapılırdı. Nefes aldırmayı sağladığından heykel bu işlemle hayat kazanırdı. Görüntü aslına benzer ve güzel olmalıydı. “Hayat yontucuları” en sert malzemeyi seçerlerdi. Model her zaman karşıdan görünüşü ve yalın bir duruşla betimlenirdi. Bu arayış, “küp-heykel” adı verilen, insanı büyük bir mantonun altında büzülmüş biçimde yalnızca bloktan dışarı çıkan yüzüyle gösteren bir üslup yarattı. Firavun heykelciği üslubu; işlevi ile yakından ilgilidir: İnsan hayatını dünya üzerinde ve öbür dünyada sonsuza dek sürdürmek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir