Harry S. Truman

Harry S. TrumanABD’nin 33. başkanı olarak, dünyaca tanınmış Franklin D. Roosevelt’in ardından göreve gelmiştir. Siyasette “orta yol” izlemek gerektiğine inanan Truman, II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında aldığı güç ve önemli kararlarla tanınır. (1884-1972) Harry Truman Missouri eyaletindeki Lamar’da, bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya geldi. Okula Independence’ta başlayan Truman, gözlerindeki bozukluk nedeniyle West Point’teki ABD Askeri Akademisi’ne kabul edilmedi. Ailesınırı onu üniversiteye gönderecek parası olmadığı için, Kansas’ta bir süre çalıştıktan sonra aile çiftliğine geri döndü. I. Dünya Savaşı’nda (1914-18) Fransa’da çarpışan Truman ülkesine döndükten sonra 1919’da çocukluk arkadaşı Elizabeth (Bess) Wallace ile evlendi. Kansas’ta açtığı tuhafiyeci dükkanını 1921 ekonomik bunalımı nedeniyle kapatmak zorunda kaldı. Daha sonra, Missouri’de Demokrat Parti’nin önde gelen kişilerinden olan Thomas Pendergast’ın yardımıyla siyasete atıldı. 1934’te Demokrat Parti örgütünün ve Pendergast’ın desteğiyle ABD Senatosu’na seçildi. Pendergast’ın rüşvet almak suçundan hapis cezasına çarptırılmasına ve gözden düşmesine karşın. 1940 seçimlerinde yeniden senatoya girmeyi başardı. Siyaset yaşamının ilk yıllannda silik bir kişilik sergileyen Truman, 1941’de ABD’nin savunma ve savaş harcamalarındaki savurganlığı ve kötü yönetimi araştıran özel senato komitesinin başkanlığına getirilince dikkatleri üzerine çekti. Bu sıralarda dördüncü kez başkanlık seçimlerine hazırlanan Roosevelt, onu kendisine başkan yardımcısı adayı olarak seçti. Roosevelt seçimi kazanınca Truman 1944’te ABD başkan yardımcısı oldu. Roosevelt seçimlerin ardından üç ay içinde öldü. Yerine ABD başkanı olan Truman, kongrede yaptığı ilk konuşmasında Roosevelt’ in siyasal çizgisini sürdüreceğini bildirdi. 7 Mayıs 1945’te Almanya’nın teslim olmasından sonra, barış koşullarını görüşmek üzere Almanya’da toplanan Potsdam Konferansında SSCB ve İngiltere’nin önderleriyle buluştu. Japonya ile savaşı bir an önce sona erdirmek için Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası atılması emrini veren Truman, bu kararı 500 bin ABD askerinin ölmesini önlemek amacıyla aldığını savundu. Bu iki kentte büyük bir yıkıma yol açan ve etkileri uzun yıllar sonra bile görülen bu bombalar ilk kez kullanılıyordu. Savaş sonrasında, halk artık savaş döneminde uygulanan denetimlerin kaldırılmasını ve barış döneminin olağan koşullarına dönülmesini istiyordu. Bu dönemde fiyatlar hızla yükseldi. Kömür madenlerinde, çelik fabrikalarında ve demiryollarında grevler patlak verdi. 1947’de kongrede çoğunlukta olan Cumhuriyetçi Parti, Truman’ın veto etmesine karşın Taft-Hartley Yasası’nı onayladı. Bu yasa işçi sendikalarının gücünü kırmayı amaçlıyordu. 1948’de Cumhuriyetçiler’e karşı yürüttüğü başarılı bir kampanya sonucu yeniden başkan seçilen Truman, federal hükümetin tüm halkın refahıyla ilgilenmesi gerektiğine inanıyordu. Bu amaçla “Adil Düzen” adını verdiği yeni bir reform programı hazırladı. Kongreden yurttaşlık haklarını korumaya, halka ucuz konut sağlamaya, işsizlik sigortasınırı kapsamını ve sosyal güvenlik sistemini genişletmeye, sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmaya yönelik yasaların çıkarılmasını istedi. Truman ayrıca, atom enerjisi programının denetimini sivillere devretmek, doğal kaynakları koruma programını geliştirmek ve çiftçilere verilen yardımı artırmak istiyordu. Önerdiği bu önlemlerin çok küçük bir bölümü yasalaşabildi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Doğu Avrupa ülkelerinde SSCB’nin desteğiyle sosyalist yönetimlerin kurulması, ABD ile SSCB arasındaki ilişkileri giderek gerginleştirdi. Bu “Soğuk Savaş” döneminde Truman’ın dış siyasetinin temelini, SSCB’nin etki alanının genişlemesini önlemek oluşturdu. 1947’de kongrede yaptığı bir konuşmada “Truman Doktrini” olarak bilinen görüşlerini dile getirdi; Yunanistan ile Türkiye’ye ekonomik ve askeri yardım yapılmasınırı gerekliliği üzerinde durdu. Bu yardımın amacı SSCB’nin etki alanına girebilecek ülkelerde, böyle bir gelişmenin olmasını önlemekti. 1948’de SSCB’nin Berlin’i ablukaya alması üzerine, kente havayoluyla yiyecek ve gerekli başka malzemeler ulaştırıldı. 1949’da Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri, askeri bir ittifak olan NATO’yu (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) kurdular. Birleşmiş Milletler, Dördüncü Madde Programı çerçevesinde, gelişmekte olan ülkelere ekonomik yardım yapılmasını onayladı. Truman tüm bu kararlar için kongreden onay almayı başardı. Haziran 1950’de Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti güçleri Kore Cumhuriyeti topraklarına girdi. Truman, Kore Cumhuriyeti’ ne yardım etmek için, Birleşmiş MiUetler’in onayıyla ABD askerlerini oraya gönderdi. Çin Halk Cumhuriyeti topraklarının bombalanması ve işgal edilmesi önerilerini geri çeviren Truman, kendisini eleştiren General Douglas MacArthur’u görevden aldı. Truman 1953’te görevden ayrılarak, Mis-souri eyaletindeki Independence’ta bulunan evine döndü. Emekliliği süresince çok tanınan ve sevilen bir kişi olarak, halkın sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamayı sürdürdü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir