Karstik Göller

Kalker ve jips gibi eriyebilen taşların kalın tabakalar halinde bulunduğu yerlerde oluşmuş bulunan çanaklar içinde de suların birikmesi halinde çoğunca yanyana birçok göller teşekkül etmiştir ki, bunlar karstik göllerdir.Türkiye’de karstik göllerin sayısı çoktur.Hele yağışlı mevsimlerin ardından da bu olaylara yer veren bazı dağlarımızda bunlar geçici göller halinde sayılamayacak kadar çoğalır.

Türkiye’de kireç taşı (kalker) ve alçı taşı (jips) gibi eriyebilen taşların çok yer tuttuğu bölgelerde erimelerle oluşmuş çanaklardan suların birikmesiyle göller doğmuştur ki, bunların sayısı çoktur.Bunlar memleketimizin kimi yerlerinde yan yana toplu halde bulundukları gibi kimi yerlerinde de tek tek bulunurlar.En yaygın oldukları yerler Batı Toroslar,Orta Torosların bazı yerleri, İç Anadolu’da Obruk Gölleri alanları ve Sivas bölgesidir.Bunların dışında da karstik göller yer yer ve tek tek vardır.Bu göller dolin, düden, obruk, polye gibi karstik çukurlarda suların birikmesinden doğmuşlardır. Bunların kimisi devamlı göldür,kimisi geçici göldür, kimisi de bataklık ve geçici bataklık özelliğindedir.İçlerinde derin olanları bulunduğu gibi, derinliği birkaç metreden çok olmayanları da vardır.Çoğunun dipten sızıntı yeri veya yerleri vardır.Bu yüzden bu türlü göllerde seviye oynamaları, başka göllere göre, daha çok olur.Böyle göllere yer olmuş çanakların toplu halde bulundukları dağlarda yağmurlar ve kar erimeleri mevsimlerinin hemen ardından birbiri ardından çok sayıda gölcükler belirir. Bir süre sonra bunlar çekilir veya büsbütün kuruyarak çanaklar aylarca susuz kalır.Bu göl çanaklarının bir kısmı, özellikle büyükçe olanları, yalnız karstik erimelerle değil aynı zamanda yer kabuğu çöküntüleri de eklenerek oluşmuşlardır. Böyle yerlerde göl suları, çanağın bir bölümünü örtmüş bulunur, mevsimlere göre genişler veya daralır. Böyle çanaklara bu nedenle gölova (polye) denir.Böyle göllere de gölova gölü (polye gölü) adı verilir.

Türkiye’de polye göllerinin sayısı az değildir. Göller Bölgesi adı verilen geniş bölgede bunların güzel örnekleri vardır.Kestel gölü,Elmalı gölleri,Söğüt gölü,Avlan gölü, Eğridir gölü, Kovada gölü,Beyşehir ve Suğla gölleri bu türlü oluşlar gösterir.Korkuteli ile Bucak arasında 60 km. uzunluk gösteren ve çok girintili çıkıntılı bir biçimi bulunana bu ovalar tüm yönleriyle yer kabuğu çöküntüleri ve karstik olayların birlikte oluşturdukları büyük çanaklardır.Bu çanaklar topluluğunun dışarıya akışı olmayıp, dipteki deliklerle (düdenlerle) sular derinlere iner.Burdur-Antalya yolu bu ovalardan geçer. Bu ovaya doğru çevredeki geniş alanlardan bir çok akarsular iner, yer yer göl haline toplanırlar.Buradaki göl, bu polyeler topluluğu içinde geçici bir göldür.Dere suları ve büyük kaynakların suları ovaya yayılarak bir göl görünüşü belirmiştir.Bu sular çekilince gölün dibi açığa çıkar veya yerinde bir gölcük kalır.Buraya derelerle inen ve ovayı örten suların çoğu suyutan delikler yoluyla dibe inerler. Ova dibinde ve kenarlarında on kadar suyutan yer (düden) varsa da derelerin bol su getirdiği mevsimlerde yeterince suları çekmediklerinden bu deliklerde ovanın sular altında kalmasını önleyemezler.Kestel göl ovasındaki en büyük su taşkını 1931 yılı Mart ayında olmuş,buraya 15 gün kadar çok bol su akmış, düdenler bu suları yeterince dibe çekemmiş,sular ovaya yayılmıştır. O yıl ovada 55 km² yüzölçümünde ve derin yerleri 6 metreyi bulan geniş bir göl belirmiştir. Pek çok arazi sular altında kalmıştır.Bundan sonra sular çekilmeye başlamış ancak 15 ay sonra sular çekilebilmişti.Kestel gölovasındaki bu türlü taşkınlardan sonra ovanın insan eliyle düzenlenmesi gerekmiş, suyu dibe çeken düdenler temizlenmiş, buralara uzanan kanallar açılmış, böylece derelerin getirdiği bol suların ovaya yayılarak göl haline gelmeden bu kanallar yoluyla düdenlere geçmesi sağlanmıştır.

Yine bu bölgedeki Avlan gölü de benzer bir oluşma gösterir.Elmalı çöküntü alanındaki girintili çıkıntılı ovalar topluluğunun güney bölümünde 16 km² lik, derinliği pek az bir göl oluşmuştur ki, Avlan gölü adı ile anılır.Burada dibe dalıp kaybolduğu delikler vardır.Çevreden gelen dere ve kaynak sularını bu delikler yutar.Bu göl gittikçe küçülerek bugün yerini tarlalara bırakmaya başlamıştır.

Konya bölgesinde Düden gölü ve Obruk gölü adı ile anılan göllerde karstik olaylardan doğmuştur.Bunlar nispeten küçük ve derin göllerdir.Burada Ereğli şehrinin batısında bulunan Düden gölü, gerisi kalker kayalıkları ile çevrili, sularının dipten sızdığı derin bir küçük göldür.Bu gölü yakınındaki geniş Akgöl sazlık-bataklık alanının suları, çakıl ve kumulların arasından sızarak besler.Tuzgölü güneyindeki bölgede kalkerler içinde açılmış, huni biçimde derin çukurlukların dibinde oluşmuş küçük göller vardır ki, bunlar Obruk gölü adı ile anılırlar.Bu göller bulundukları arazide 20-50 metre aşağıdadırlar.Derinlikleri çoğunca 30-100 metre kadardır.Bunlar, yer altı sularının yüzüne rastlayacak derecede verimleşmiş yerlerde ki gölcülerdir.Yer altı suları ile beslenirler.Tek tek oluşmuş bulunan bu küçük göllerden ikisi de Karapınar’ın kuzeybatısındadır. Çıralıgöl ve Kurudeniz.Bunlardan Çıralıgöl 300 m. çapında 80 m. derinliğindeki bir çukurun dibindedir.Bu çukurun kenarları çok diktir. Görünüşü güzeldir. Kurudeniz’de buna benzer.Yine Çumra güneyindeki Timras gölü de bunlardandır.250-300 m. çapında, 30 metre derinlikte bir gölcüktür.Gölün yüzü ova seviyesinden 20 m. aşağıdadır. Bu bölgede bu göllerden daha birkaç tane vardır.Kırşehir ilinde Mucur kasabasının 10 km. doğusundaki Obruk gölü adı ile anılan bir göl vardır.Çapı 100 m., 50 m. derinlikte olan bu gölün oluşu da bunlara yakınlık gösterir.

Türkiye’de alçıtaşının geniş yerler tuttuğu bölgelerde bu taşın erimesinden doğmuş çukur şekiller ve böyle çanaklarda oluşmuş göller de vardır. Bunlar, en çok Sivas-Zara-Ulaş arasındaki bölgede ve Çankırı-Sungurlu arasında bulunmaktadır. Bir kısmı devamlı, çoğu geçici olarak sayıları çok bulunur. Ancak, alçıtaşı (jips), kireçtaşına göre daha çabuk eridiğinden, buralarda oluşmuş bulunan karstik şekiller asıl biçimleri daha çabuk silinmiştir. Bununla beraber içerisinde göl oluşmasına yer vermiş bulunan çanak gölü, Batı Lota gölü, Doğu Lota gölü ve Demiryurt gölü ile Ulaş gölleridir. Bunlar çok yerlerinde ancak birkaç metre derinlikte küçük göllerdir. Çankırı-Sungurlu arasında da böyle kümelenen göller vardır. Yazın bu göller tuz ve jips tabakaları durumuna geçerler.