Kataklastik Kayaçlar ve Özellikleri

Kataklastik Kayaçlar ve ÖzellikleriOrojenik ve epirojenik bölgelerde kırılma,kıvrılma ve akmaya neden olan basınçlar etkisiyle kayaçlarda veya kayaç olusturan minerallerde ortaya çıkan deformasyon bunların elastikiyet sınırını geçerse, kayaç veya mineraller mekanik deformasyona ugrar, kırılır ve ufalanırlar.Bu sürece kataklaz,bu süreç sonucu oluşan kayaçlara kataklastik kayaçlar adı verilir.

Kataklastik Kayaçların Birbirleri İle İlişkileri

Yerkabuğundaki büyük fay zonlarının genellikle birden fazla türde kataklastik kayaç içerdikleri ve bunların birbirlerine geçiş gösterdikleri gözlenir. Birçok fay zonunda protomilonit-milonit-ultramilonit serisi,milonitgnays-blastomilonit serisi veya mikrobreş-kataklazit serisi kayaçlarının bulundukları,kayaçların bunlara ek olarak retrograd metamorfizma etkilerini de taşıdıkları gözlenebilir.Bu kayaçlar fay zonunda yan yana bulunurlar; aralarında kesin sınır yoktur ve birbirlerine tedrici geçiş gösterirler. Haritaya geçirilebilen birimlerin birbirine paralel veya yarı paralel sınırlara sahip,uzun merceksi,kamalanmış görünümde oldukları saptanır. Kayaçların taşıdıkları özellikler ve birbirleri ile olan ilişkileri oluşum koşullarının ve oluşum zamanlarının açıklanmasında yardımcı olabilir.

Blastomilonit-milonitgnays serisi ile protomilonit-milonit-ultramilonit serisi kayaçları aynı fay zonunda bulundukları takdirde,her iki kayaç serisinin benzer yapısal özelliklere sahip olduğu,kataklastik foliasyonlarının çoğunlukla yaklaşık aynı doğrultu ve eğim gösterdiği,kayaç gruplarının birbirine tedrici geçiş gösteren sınırlara sahip paralel veya yarı paralel konumda bantlar halinde uzandıkları saptanabilir.Kayaçlar genellikle aynı metamorfizma derecesinin etkin olduğunu gösteren mineraller veya mineral toplulukları içerirler. Aynı fay zonunda bulunan kayaçlardan dinamik metamorfizma ile farklı özellikte kayaç serilerinin oluşumuna yol açan faktörlerin neler olduğu,bunların birbirinden önce veya sonra oluşup oluşmadıklarına ilişkin değişik görüşler bulunmaktadır. Ancak incelemeler genellikle bu iki kayaç serisinin aynı koşullar altında gelişen dinamik metamorfizma esnasında kayaçların fay zonunun değişik kısımlarında farklı yoğunluk veya şiddette kataklaz etkisine maruz kalmaları sonucu ve aynı zamanda oluştuklarına isaret etmektedir.

Kataklastik Kayaçların Sahada Gösterdikleri Özellikler

Katalastik kayaçları mostrada ve el örneğinde metasedimanter,metavolkanik,volkanik veya ince taneli plütonik veya damar kayaçları ile karıştırmak mümkündür. Saha çalışmaları esnasında bu kayaçların gözden kaçması, yapısal jeolojik ve stratigrafik yorumlamalarda, bölgenin jeolojik evriminin açıklanmasında büyük yanılgılara neden olabilir. Bu kayaçların sahada ve el örneğinde nisbeten zor tanınmalarına rağmen mikroskobik inceleme ile diğer kayaç türlerinden kolaylıkla ayırt edilmeleri çok önemli bir husustur.Yerkabuğunda faylara ve fay zonlarına bağlı olarak bulunmaları nedeniyle, bu bölgelerde katalistik kayaçların varlığını beklemek veya kayaçların saptandığı yerlerde başka kriterlerle tespit edilememiş fay zonlarının varlığını ortaya çıkarmak mümkün olabilir. Granit ve benzeri sert ve kırılgan kayaçlar pelitik kayaçlara kıyasla kataklaz etkisini daha iyi gösterirler. Bu nedenle kataklastik kayaçlar genellikle felsik/sialik bir bileşime sahiptir. Mafik kayaçlardan itibaren oluşan katalastik kayaçlara doğada nisbeten ender rastlanır.

Katalastik Kayaçların Dokusal Özellikleri

Kayaç incekesitlerinin mikroskopta incelenmeleri ile minerallerin kataklazın başlangıç evresi olan çok zayıf kırılma/parçalanmadan submikroskobik ölçekte bir malzeme oluşturacak kadar ileri derecede ufalanma arasında değişen bir parçalanmaya uğradıkları tesbit edilebilir. Kayaçlarda parçalanma olmasa bile dalgalı sönme gösteren kuvars minerallerinin varlığı kayacın zayıf bir stres etkisine maruz kaldığını belirtir. Kataklaz etkisinin artması ile büyük mineral parçaları arasında ince taneli matriks miktarının da giderek arttığı görülür. Bunun yanısıra matriksteki malzemenin mikroskobik ölçekte kayma yüzeyleri boyunca dizildiği, henüz kıvrımlanmamış olan kısımların bu kayma yüzeyleri arasında bant, mercek veya düzensiz şekilli kütleler halinde bulunduğu da saptanabilir.