Gorgoda Nedir? Kimdir?

Tuğla

İyi bir tuğla, insanların yaptığı en dayanıklı yapı gereçlerinden biridir. Hava koşullarından fazla etkilenmez; tuğla yapılar bir yangında ateşe karşı öbür yapı türlerinin çoğundan daha dayanıklıdır. Tuğlalar oldukça küçük ve hafif olduğu için kullanımı kolaydır; ama harçla bir araya getirildiği zaman son derece sağlam bir yapı oluşturur. İyi örülmüş bir tuğla duvar çok az bakımla […]

Tuğlaİyi bir tuğla, insanların yaptığı en dayanıklı yapı gereçlerinden biridir. Hava koşullarından fazla etkilenmez; tuğla yapılar bir yangında ateşe karşı öbür yapı türlerinin çoğundan daha dayanıklıdır. Tuğlalar oldukça küçük ve hafif olduğu için kullanımı kolaydır; ama harçla bir araya getirildiği zaman son derece sağlam bir yapı oluşturur. İyi örülmüş bir tuğla duvar çok az bakımla çok uzun zaman dayanabildiği gibi, görünümü de güzeldir. Tuğla yapılar zamanla daha da güzel bir görünüm alabilir. Tuğla, evlerin ve öbür yapıların duvarlarını yapmakta kullanıldığı gibi, atık su kanallan, ocak, şömine, baca, tünel ve temel yapımında da kullanılır. 5.000 yıldan fazla bir süre önce Sümerler ve Kaideliler Mezopotamya’daki kentlerini kurarken kilden yapılmış tuğlalar kullandılar. Bu tür tuğlalann Hindistan’ın İndus Vadisi’nde daha da önce kullanıldığı sanılır. Eski bir Mısır mezannın duvannda bulunan bir resim 3.000 yıl önceki bir tuğla harmanının görünümünü ortaya koymaktadır. Bu resimde, bazı işçiler kil ve su taşırken, Bazılarının kucaklarında saman taşıdığı, çıplak ayaklanyla çiğneyerek saman ve çamuru birbirine karıştıran bazı işçilerin de daha sonra bunu dikdörtgen kalıplarda biçimlendirip güneşte kurumaya bıraktığı görülür. Kuzey Meksika, Peru ve Güneybatı ABD’de güneşte kurutularak yapılan tuğlalar bir tür kerpiçtir; saman ya da kuru otla kanştırılan kilden yapılır. Anadolu’ da da yaygın olarak kullanılan kerpiç, az yağışlı bölgeler için iyi bir yapı gerecidir; yüzyıllarca dayanabilir. Ucuz ve kolay elde edilebilen kerpiçle yapılan yapılar yazın serin, kışın da ılık olur. Modern kerpiç yapılarda bazen dış cephe sugeçirmez biçimde yapılır, çimento harcıyla sıvanır. Kuzey Afrika’dan İspanya’ya geldiği sanılan kerpiç yapma yöntemini Amerika’ya İspanyollar götürmüştür. Güneşte kurutularak yapılan bu tür tuğlaların yapımında saman kullanımı zorunludur; çünkü kili bir arada tutan şey içindeki samandır. İÖ 1500’lerde tuğlayı bu yöntemle yapan İsrailoğulları, daha sonra Babilliler ve Asurlular gibi ateşte pişirerek tuğla yapmaya başladılar. Daha sert ve neme daha dayanıklı olan bu tuğlaların yapımında saman kullanmak da gerekmiyordu. Eski Çinliler, Yunanlılar ve Romalılar tuğla yapımını biliyordu. Tuğla yapımını İngiltere’ye getirenler ise İS 43’te buraya gelen Romalılar oldu. Romalılar’ın İngiltere’den ayrılmasından sonra, 4. yüzyıl sonlarından 14. yüzyıla kadar İngiltere’de tuğla yapılmadı. 1666’daki Büyük Londra Yangını’nda kentteki yapıların çoğu ahşaptı. Ama, bu yangından sonra tuğla ya da taş duvarlı yapılar yapıldı. 1918’den sonra taş yapılar çok pahalı olduğu için duvar yapımında kullanılan başlıca gereç tuğla oldu. Tuğla, İngiltere’den Amerika’ya ilk kez gemilerin safrası olarak getirildi. Ama, ilk göçmenler arasındaki Hollandalı ve İngiliz tuğla ustaları çok geçmeden tuğla yapım yöntemini Amerika’ya götürdüler.

Tuğla Yapımı

Tuğla üç yöntemle, yumuşak çamur, katı çamur ve preslenmiş tuğla yöntemleriyle yapılır. Yumuşak çamur yönteminde kil ve su karıştırılarak yoğun bir hamur elde edilir. Bu hamur tuğla boyutlarındaki ahşap ya da metal kalıplara sıkıca doldurulur. Hamurun kalıba yapışmasını önlemek için kalıbın içine su ya da kum serpilir. Serpilen kum ya da su, tuğlanın yüzeyine güzel bir görünüm de kazandırır. Bunlara “kumla kalıplanmış tuğla” ya da “suyla kalıplanmış tuğla” denir. Kalıplarda biçimlendirilen yumuşak, nemli tuğlalar, kurutulmak üzere kalıplardan çıkarılır ve kalıplara yeniden tuğla hamuru doldurulur. Katı çamur yönteminde ise, tuğla yapılacak kil özel bir makinede suyla karıştırılır. Bu makine, içinde kanatlı bir milin döndüğü, uzun bir teknedir. Kanatlar dönerek bir yandan kili suyla karıştırırken, bir yandan da karışımı ileri doğru iterek, diş macununun tüpten çıkışı gibi, teknenin ucundaki delikten dışarı çıkarır. Böylece, tuğla kalınlık ve genişliğinde uzun bir çubuk biçiminde makineden çıkan kil, hareketli bir bant üzerinde kesiciye gider. Kesici, metal bir çerçeve ve 20-22 cm aralarla gerilmiş tellerden oluşur. Makineden çıkan kil çubuğun üzerine inen kesicinin telleri, kil çubuğu tuğla boyundaki parçalara ayırır. Böylece kesilmiş olan tuğlalar artık kurutulmaya hazırdır. Preslenmiş tuğla yapım yönteminde, oldukça kuru durumdaki kil büyük bir basınç altında metal kalıplara doldurulur. Bu yüksek basınç kil parçacıklarının sıkıca bir araya gelmesini sağlar. Preslenmiş tuğla yapım yönteminde çok az su kullanıldığı için pişirilmeden önce tuğlaların kurutulması gerekmez. Yumuşak çamur ye katı çamur tuğlaları biçimlendirildikten sonra raylar üzerinde giden vagonlarla kurutuculara taşınır. Bu kurutucular, büyük vantilatörlerle içine sıcak hava verilen uzun odalardır. Fırınlanmadan önce tuğlaların kurutulmasınırı nedeni, ıslakken pişirilen tuğlaların eğrilmesidir. İki üç gün süren kurutma işleminden sonra tuğlalar pişirilmeye hazır duruma gelir. Tuğla yapımı 17. yüzyıla kadar genellikle, tuğlaların kullanılacağı yerin yakınında geçici olarak kurulan tuğla harmanlarında gerçekleştirilirdi. Yakındaki bir kil yatağından kazılıp alınan kil orada kalıplanır ve sonra bir araya yığılan tuğlalar ve kömür parçalarının oluşturduğu geçici ocaklarda pişirilirdi. Bu geçici ocakları yapmak için önce, pişirilecek olan tuğlalar ile yakıt olarak kullanılacak kömür birlikte büyük bir yığın oluşturacak biçimde yığılırdı. Bu yığının üzeri önceden pişirilmiş olan tuğlalarla kaplandıktan sonra yığın ateşlenerek kendi kendine sönene kadar yanmaya bırakılırdı. Ocağın sönmesi ve pişen tuğlaların çıkarılması haftalarca sürerdi. İlk tuğla ocakları sürekli tuğla harmanlarında kullanılmıştır. Pişirilecek tuğlalar içine yerleştirildikten sonra kapısı kapatılıp ateşlenen bu ocaklar gerekli sıcaklığa yavaş yavaş ulaşır ve bu sıcaklıkta iki gün kaldıktan sonra söndürülüp soğumaya bırakılırdı. Yeterince soğuduktan sonra ocak açılır ve pişmiş tuğlalar dışan taşınırdı. Hem geçici ocaklarda, hem de bu ilk tuğla ocaklarında karşılaşılan sorun, pişirilen tuğlaların tümünün aynı miktarda pişmemesiydi. Bu nedenle, yapılan tuğlalar farklı nitelikte olurdu. Bazı tuğlaların yeniden pişirilmesi gerekirken fazla pişip çatlayanlar da atılırdı. Yakıt kullanımı bakımından da bu ocaklar ekonomik değildi. Günümüzde genellikle kullanılan tuğla fırınları, hiç soğumadan sürekli üretim yapan fırınlardır. Bunların en gelişmiş türü 90 metre boyunda ya da daha uzun olan tünel fırınlardır. Sürekli olarak ısıtılan bu fırınlarda, pişirilecek olan tuğlalar yavaş hareket eden vagonların üzerinde ateşin içinden geçirilir. Böylece daha hızlı ve ekonomik bir üretim gerçekleştirilir. Daha uzun bazı tünel fırınlarda, pişirme işleminden önce tuğlaların kurutma işlemi de yapılır. Fırının ilk bölümünden geçerken kuruyan tuğlalar daha sonra pişirme bölümüne girer. Kilin yanı sıra, kumdan, kireçten ya da çöp fırınlarından elde edilen klinkerden de tuğla yapılabilir. Tuğla yapımı için çok uygun bir gereç olmayan çimento da bazen tuğla yapımında kullanılmaktadır.

Yazı etiketi: ,

Kategori: Nedir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kim ne dedi?

    1. Cok bilgi almis oldum cok Tesekurllar

    En son eklenen yazılar

    Gorgoda © 2024