Yüzme Yarışları; Dalma ve Su Balesi

Yüzme yarışlarıYüzme, modern olimpiyatların başladığı 1896’dan beri Olimpiyat Oyunlan’nda yer almaktadır. Başlangıçta yalnızca erkek yüzücüler yarışırdı. 1912’de kadın yüzücüler için de yarışmalar düzenlenmeye başlandı. Yüzme yarışları 1969’dan beri Uluslararası Amatör Yüzme Federasyonu (FINA) kurallarına göre yapılmaktadır. FINA’nın kurulmasından (1909) önce çok değişik yanşlar vardı. Günümüzde ise yanşlar 1.500 metreye kadar ve mesafeler metreyle ölçülerek yapılır. Olimpik yüzme havuzlan 50×21 metre boyutlarında ve 1,8 metre derinliğindedir. Olimpiyatlarda ve dünya şampiyonalarında serbest, sırtüstü, kurbağalama ve kelebek stillerinde bireysel ve takım yarışlan yapılır. Karışık yüzme yanşlarında dört stilde de yüzülmektedir. 1920’lerden 1980’lerin başlarına kadar hem Olimpiyat Oyunlan’nda, hem de dünya şampiyonalarında ABD’li yüzücüler üstünlük kurmuşlardır. 1.500 metreden uzun olan yanşlar uzun mesafe yanşlan olarak adlandırılır. FINA’nın çalışma alanı dışında kalan bu yarışların çoğu, 67 kilometrelik George Gölü Maratonu (ABD) gibi belli aralıklarla düzenlenmektedir. En ünlü uzun mesafe yarışlarından biri İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi’ni geçmek için yapılan denemelerdir. Bu denemeler çoğunlukla, suyun en sıcak olduğu ağustos ayında yapılır. Manş Denizi’ni ilk kez geçen, İngiliz kaptan Mathew Webb’dir. 1875’te İngiltere’deki Dover’dan Fransa’daki Calais’ye kurbağalama yüzen Webb harita üzerindeki uzunluğu 33 km olan Manş Denizi’ni 21 saat 45 dakikada geçmişti. Fransa’dan İngiltere’ye geçen ilk yüzücü ise 1923’te 16 saat 33 dakika yüzen İtalyan Enrique Tiraboschi’dir. Manş’ı geçen ilk bayan yüzücü 1926’da İngiltere’den Fransa’ya yüzen ABD’li Gertrude Ederle oldu. Ederle’nin 14 saat 39 dakikalık süresi o zamanki erkekler rekorunu da geçiyordu. 1955’te ABD’li Penny Dean bu rekoru 7 saat 40 dakikaya indirdi. Manş’ı geçen yüzücüler arasında Türk sporcular da bulunmaktadır.

dalmaDalma: Dalmayı öğrenmeye başlarken biraz cesaret gerekir. Özgüveninizi geliştirmek için yapabileceğiniz birçok alıştırma vardır. Bunlardan biri, başınızı suyun içinde aşağı yukarı hareket ettirmektir. Gözlerinizi açık tutarak havuzun Kenarına tutunun. Başınızı, bütünüyle suyun içine girene kadar eğin, sonra yukarı kaldırın. Nefesinizi tutmayın, başınız suyun içindeyken hava baloncukları çıkarın, sudan çıkardığınızda ise derin bir soluk alın. Havuzun dibinden küçük eşyalar alıp çıkarmak, havuzun kenarını ayaklarınızla iterek kaymak ve su yüzeyinde dalmak (ördek dalışı) da suya alışmanıza yardımcı olacaktır. Havuzun kenarından giriş atlayışı yapmak çok iyi bir başlangıçtır. Bu atlayış, suya önce başın girdiği “balıklama” atlayışların hepsinde temel olan baş, gövde ve kolların bir hizada tutulmasını öğrenmenizi sağlayacaktır. Ayak parmaklarınızla havuzun kenarına hafifçe tutunarak ayakta dik durun. Dizler gergin durumda belden öne doğru eğilin. Kollarınızı omuz hizasında, ama omuzlarınızın biraz önünde olacak biçimde açın; avuç içleriniz suya dönük olmalıdır. Ayak parmaklarınızı havuzun Kenarına bastınn ve vücudunuzu öne doğru bırakın. Gözlerinizi havuzun dibindeki bir noktaya dikin; vücudunuz bir çizgi gibi ve gergin durumdayken kollarınızı kulaklarınıza doğru yükseltin ve başınızı biraz öne indirin. Suya girerken bütün vücudunuz düz bir çizgi gibi olmalıdır; kendinizi gerip dipteki o noktaya dokunun. Bu dalışı, belinizi daha az bükerek ve havuzun Kenarını daha güçlü iterek de yapabilirsiniz. Öne doğru eğilin, ayakların yerden yükselmesini sağlamak için başınızı biraz daha eğin ve hafifçe sıçrayarak suya dalın. Çok güzel bir stil olan kırlangıç (ya da kuğu) atlayışını bu giriş tekniğiyle öğrenebilirsiniz. Havuzun kenarında ayakta durun; kollarınızı iyice açıp hafif ileri doğru ve omuz hizasından yüksekte tutun. Ellerinizle hafifçe öne doğru bastınp sıçrayın. Başınız aşağı eğilip suya girerken, kollarınızı kulaklarınıza yaklaştırın. En sonunda kollarınızı kırlangıç kanadı gibi iki yanda sallayarak yukarıya ve hafifçe ileriye doğru atlayın. Başınızı kollarınızın arasında tutmak gerektiğini unutmayın. Ayrıca suyun yüzünde, gövdenizin dalacağı yeri açacak olan da ellerinizdir. Başınız gerektiği gibi durmuyorsa yüzünüz suya çarpar. Perende atlayışının ilk adımlan olan düz çivileme, çömlekli çivileme ve çömlekli balıklama da havuz Kenarında öğrenilebilir. Ayakta dimdik durun; başınız yukarıda, çene içeride, göğüs dışarıda, bacaklar birleşmiş, kollar iki yanda gergin olsun. Ağırlığınız iki ayağınıza da eşit dağılmış olmalıdır. Kollarınızı omuz hizasına kadar kaldırın, kalçalarınıza hafifçe değene kadar aşağı sallayın; aynı anda topuklarınızı yerden kaldırmadan vücut ağırlığınızı tabanlara kaydırın. Tam atlarken kollarınızı, beklemeden gene yukarı doğru sallayın. Siz havada uçarken kollarınız da iyice yukarı kalkacak, aşağı inip suya girdiğinizde ise yavaşça yanlara düşecektir. Aynı kalkıştan çömlekli çivilemeye geçebilirsiniz. Havadayken dizlerinizi göğse kadar çekip, bacaklarınızı diz altlarından tutun. Sonra bacaklarınızı yeniden uzatarak suya çivileme girin. Çömlekli balıklama da buna benzer. Havada bacaklarınızı kıstığınız, yani “çömlek” yaptığınız zaman başınızı ve omuzlarınızı aşağı indirin. Böylece vücudunuz öne doğru dönecek ve suya balıklama dalacaksınız. Bütün bunlar gerçek bir atlama sporcusu olmanın ilk adımlarıdır. Atlama da yüzme gibi bir olimpik spordur. 19. yüzyılda Avrupa’ da jimnastikten geliştirilen tramplen atlama, aynı yüzyılın sonlarında yarışma sporuna dönüştü. Yarışmalar iki ana bölümde yapılır: Tramplen ve kule. Esnek bir sıçrama tahtası olan tramplen su düzeyinden 1-3 metre yüksekliktedir. Kule ise 5-10 metre yüksekliğindeki sabit bir platformdur. Olimpiyatlarda yüzme dalında yer alan tramplen atlama yarışmalarında 3 metrelik tramplen ile 10 metrelik kule kullanılır. Sporcular tramplen ya da kuleden derinliği en az 4,5 metre olan bir havuza atlarlar. Havuzun yüzeyi sporcuların görebilmesi için su serpme sistemiyle belirginleştirilir. Sporcular altı atlayış grubunda serbest ve zorunlu atlayış yaparlar. Hakemler yükseliş stili, havada uçuş, taklalar, burgular ve suya girişi ayrı ayrı değerlendirir. Atlayışların değişen zorluk dereceleri vardır.

su balesiSu Balesi: Senkronize yüzme adıyla da bilinen su balesi 1930’larda ABD’de geliştirilen bir gösteri sporudur. 1954’ten beri FİN A gözetiminde amatör olarak yapılan su balesi önceleri Olimpiyat Oyunlan’nda bir gösteri sporuydu. 1984’te ise bayanlar arasında bir yarışmaya dönüştürüldü. Dalmanın 100’den fazla çeşidini içeren yarışmalarda solo (bireysel), düet (ikili) ve takım dallarında yarışılır. Sporcular zorunlu ve serbest figürlerden oluşan gösteriler sunarlar.

Türkiye’de Yüzme ve Dalma

Türkiye’de ilk yüzme çalışmaları 1910’larda bazı okullarda beden eğitimi derslerinde yer almıştı. 1920’lerde ise spor kulüpleri bu alanda önemli adımlar attılar. 1923’te ilk düzenli yüzme yarışları yapıldı. 1931’de Büyükdere Yüzme Havuzu açıldı ve bayan yüzücüler de yetişti. Türk yüzücüler ilk uluslararası yarışmalara 1934’te Moskova’da katıldılar. 1937’de ise İstanbul’da Moda havuzunda Türk ve Macar ulusal takınılan arasında yanşlar yapıldı. 1943’te İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü kuruldu. II. Dünya Savaşı sonrasında Türk yüzücüler uluslararası yarışmalara daha sık ve düzenli olarak katılmaya başladılar. 1957’de yüzme sporu Su Sporları Federasyonu’ndan aynldı ve Türkiye Yüzme, Atlama ve Sutopu Federasyonu kuruldu. 1966’da Türkiye’deki ilk uluslararası yüzme yansı olan İstanbul Yüzme Maratonu düzenlendi. Türk yüzücülerin denizlerdeki başarıları arasında Manş Denizi’nin geçilmesi de bulunur. 1954’te Murat Güler’in Manş’ı geçişiyle başlayan bu basanlar zincirinde 1977’de yaptığı 9 saat 4 dakikalık dereceyle 102 yıllık dönemin ilk 10’u arasına giren Erdal Acet’in önemli bir yeri vardır. 1979’da ise Nesrin Olgun, Manş Denizi’ni yüzerek geçen ilk Türk bayan sporcu olma başarısını elde etti. 1970’lerde yüzme havuzlarının sayısının artması genç yüzücülerin ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Bu dönemde Sadri ve Sabri Özün, Murat Özüak gibi sporcular yetişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir