Zaman

Her gün ve her an yaşadığımız, ama üzerinde fazlaca düşünmediğimiz, hatta tam olarak ne olduğunu pek bilmediğimiz bir olgudur. Sir Isaac Newton zamanı, “ileriye doğru düzenli biçimde akan şey” olarak tanımlamıştı; ama, “şey” denenin ne olduğunu basitçe açıklamanın pek olanağı yoktur. Zaman, yaşanan bir olgudur; gece ve gündüzün yinelenmesi, mevsimlerin değişmesi ya da saatin akrep ve yelkovanının hareketiyle zamanın akıp gittiğinin farkına varırız. Bütün bu sonuçları görür ve sonra da zaman geçiyor deriz. Ama belki de biz zamanın içinden geçiyor ya da sonsuz “zaman çizgisi” gibi bir şey boyunca ilerleyip gidiyoruzdur. Gündüz ve geceler sonsuza kadar yinelenip gider, mevsim değişimleri sonsuza kadar sürer; ama biz yaşlanır, sonunda bütün canlılar gibi ölür, zamanı da etkileriyle birlikte, biz doğmadan önce nasılsa tam öyle geride bırakır gideriz.

zamanYaşlandığımız için zamanın ilerlediğini ya da ileriye doğru hareket ettiğini düşünürüz. Doğrultu hep ileriye doğrudur, asla geriye doğru değil. Yaşadığımız şu an şimdiki zamari’âu. Bütün evren tarihi de kapsamak üzere, şimdiye kadar olan bütün olaylar geçmişte, geçmiş zaman’da kalmıştır; şimdiden sonrası ise gelecek zaman’dır. Geçmişte neler olduğunu bilebilir ya da keşfedebiliriz; ama, bazıları aksini ileri sürseler bile, gelecekte ne olacağını bilemeyiz.

Zamanın akış “hızının” hemen hemen sabit olduğunu gösterebilir ve bu hızı ölçebiliriz. Ama zamanın geçişinin farkına varmamız ya da bizim için zamanın geçiş hızı çoğu kez o sırada neler hissettiğimize bağlıdır. Biz eğleniyorken uçar gibi geçen zaman, canımız sıkkınken yavaşlar.

Günümüz bilim adamlan zamanı “uzay-zaman süreminin” bir parçası olarak görürler. Başka bir deyişle, uzay ve zamanı aynı bütünün parçalan olarak düşünürler. Albert Einstein geliştirdiği görelilik kuramlarında evrenin dörtboyutlu olduğunu öne sürdü. Bu boyutlardan üçü uzayın boyutlarıdır: Uzunluk, genişlik ve derinlik. Dördüncü boyut ise zamandır. Ama, hızı ışık hızına yakın bir uzay gemisiyle yol alıyor olsaydınız ve arkadaşınız da gene buna yakın
hızda bir başka uzay gemisiyle yol alıyor olsaydı, zamanın geçiş hızı siz ve arkadaşınız için aynı olmazdı. Einstein bunun niçin böyle olduğunu açıklamıştır; ama onun bu konuyla ilgili akıl yürütme yolu ve matematiği kolay anlaşılamayacak kadar karmaşıktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir