Risk durumlarına göre pnömokok aşıları arasındaki olması gereken süre

Pnömokok Aşısı

Pnömokokların virülansından kapsül sorumludur. Dış kapsülün yapısındaki farklılıklara bağlı olarak yaklaşık 90 farklı pnömokok serotipi tanımlanmıştır. Erişkinlerde en ciddi enfeksiyonlardan sorumlu serotipler 14, 3, 9, 19, 1, 6, 23 ve 7’dir. Biri polisakkarit (PPSV23) diğeri konjuge (PCV13) olmak üzere iki tip pnömokok aşısı bulunmaktadır. Polisakkarit aşının içeriğinde, invaziv pnömokok enfeksiyonlarından sorumlu serotiplerin %90’dan fazlasını kapsayan […]

Rekombinan grip aşıları

Rekombinan grip aşıları

Grip aşısında en yeni teknoloji olup 2013 yılında FDA tarafından 18 yaş üzerindeki kişiler için onaylanmıştır. Aşı üretiminde yumurta kullanılmadığından yumurta alerjisi olan kişilerde güvenle kullanılabilir. İnfluenza A ve B alt tiplerine karşı koruyucudur. Yan etkileri ve güvenliği inaktive aşılara benzerdir. Klinik çalışmalarda en sık görülen yan etki aşı yerinde ağrı, baş ağrısı, halsilik ve

Canlı Grip Aşıları

Canlı Grip Aşıları

Doz ve uygulama yolları: Canlı grip aşıları intranazal olarak uygulanır. Ticari olarak 0,2 ml lik nazal sprey formunda bulunur ve her iki burun boşluğuna 0,1 ml olarak uygulanır. Uygulanan kişi uygulamanın akabinde hapşırırsa doz tekrarı gerekmez. Nazal konjes yonu olan kişilerde emilim yetersiz olabilir, bu nedenle aşı uygulaması ertelenmeli veya cansız aşılar tercih edilmelidir. Kontrendikasyonları:

İnaktive (Ölü) Grip Aşıları

İnaktive (Ölü) Grip Aşıları

Doz ve uygulama yolları: Ülkemizde bulunan trivalan ve kuadrivalan inaktive aşılar, 6 ayın üzerindeki kişilere yapılır ve her yıl tekrarlanır. Doz ve uygulama yaşları üretici firmalara göre değişebilmektedir. Erişkinler için 0,5 ml tek dozluk flakonlar mevcuttur. Ülkemizde çoklu doz içeren flakonlar kullanılmamaktadır, bu nedenle adjuvan içermez. Uygulama yolu intramuskülerdir. Erişkin ve büyük çocuklarda deltoid kas

Temelde çökme ve oturma hasarı

Temelde çökme ve oturma hasarı

Yığma duvar temelleri genellikle sürekli ya da kuyu tipi temel olarak inşa edilirler. Sürekli temeller fazla derin olmayan, daha düzenli yapılardır. Kuyu tipi temellerde ise taşıyıcı katmanın derinliği fazladır. Özellikle çok eski tarihi yapılarda birbirinden bağımsız olarak açılan geniş çaplı kuyular taş ve harç karışımlarıyla doldurularak daha sonra yarım daire kemerler ile birbirlerine bağlanırlardı. Temellerde

Derzlerin boşalması hasarı

Derzlerin boşalması hasarı

Yığma duvarlarda yer alan derzler çevresel etkilere karşı korunmasız oldukları için duvarın en zayıf bileşenini oluştururlar. Zaman içerisinde sürtünmelere, darbelere, rüzgarlara, su ve çeşitli kimyasallara maruz kalan duvar yüzeylerinde derzler aşınmaya başlar ve bir süre sonra tamamen boşalabilir. Derzlerin zarar görmesiyle duvarın bünyesine daha çok yabancı madde (su, asit vs.) girerek duvarın içten içe zayıflamasına

Sıvaların dökülmesi hasarı

Sıvaların dökülmesi hasarı

Zeminden kapiler etkiler ile yığma duvarlar içerisinde yükselen tuzlu su duvar malzemesinin bünyesinde bulunan tuzların da çözünmesine neden olur. Kapiler etkiler ile yükselen su, duvar yüzeyinden buharlaşırken bünyesindeki çözünmüş tuzlar kristalize olarak gerek malzeme boşluklarında gerekse sıva yüzeyinde birikerek tuz kusmalarına neden olurlar. Duvar içinde yükselen ve buharlaşan tuzlu su miktarına bağlı olarak zaman içerisinde

Hasar Biçimleri ve Gözlemler

Hasar Biçimleri ve Gözlemler

En genel hatlarıyla yığma yapılarda karşılaşılması olası hasarlar aşağıda özetlenmiştir: Sıvaların dökülmesi; Derzlerin boşalması; Duvarda meydana gelen boşluklar; Temelde çökme ve oturmalar; Duvar yüzeyindeki çatlaklar, bağlantısızlık ve ezilmeler; Kemer ve tonozlarda çatlaklar ve bölgesel göçmeler; Sıcaklık değişimlerinin etkileri; Depreme karşı güçlendirme gereksinimi; Aşırı yüklemeler (Kat ilavesi vs.); Kaplamalarda ve boyalarda dökülme, yapışmama ve kabarmalar.

Sanat eserlerinin korunması

Sanat Eserlerinin Korunması

Tarihî eserler, insanlık tarihindeki gelişmeleri günümüze taşıyan en somut belgelerdir. İnsanlığın binlerce yıllık gelenek ve inançları sanat eserlerine yansımıştır. Geçmişi günümüze taşıyan bu belgeler daha çok mimari, heykel, resim ve el sanatları alanındaki çalışmalardır. Çağdaş bir ülke olmanın koşullarından biri de bu eserleri korumak, saklamak ve insanların yararlanabileceği şekilde sergilemektir. Sanat eserlerinin korunması bu eserlerin

Mimar Sinan Heykeli

Atatürk’ün Sanata Ve Sanatçıya Verdiği Önem

Türk kültür varlıklarının kazılarla gün ışığına çıkarılması, korunup sergilenmesi ve tarih için bir belge olarak kullanılmasına büyük önem veren Atatürk, birçok arkeolojik kazının başlatılmasını sağladığı gibi, Alacahöyük ve Eti Yokuşu kazılarına bizzat katılmıştır. Çeşitli tarihlerde Alacahöyük, Gavurkale, Ahlatlıbel, Efes, Bergama ve Aspendos Tiyatrosu’nu gezmiş, Aspendos başta olmak üzere çok sayıda tarihî eserin restore edilmesini sağlamıştır.