Gorgoda Nedir? Kimdir?

Peygamberimizin Gençlik Dönemi

Mekke ticaret yapanlar için önemli bir şehirdi. Buraya gelen insanların zaman zaman alışverişlerinde haksızlığa uğradıkları da oluyordu. Mekke’nin ileri gelenlerinden Âs b. Vâil, Yemen’den gelen bir tüccarın getirdiği ürünleri satın almış ancak ücretini ödememişti. Yemenli tüccar, kabilelerden yardım istediyse de talebi karşılık bulmadı. Âs b. Vâil, Mekke’nin zengin kişilerinden olmasına rağmen borcunu inkâr ediyordu. Çaresiz […]

Mekke ticaret yapanlar için önemli bir şehirdi. Buraya gelen insanların zaman zaman alışverişlerinde haksızlığa uğradıkları da oluyordu. Mekke’nin ileri gelenlerinden Âs b. Vâil, Yemen’den gelen bir tüccarın getirdiği ürünleri satın almış ancak ücretini ödememişti. Yemenli tüccar, kabilelerden yardım istediyse de talebi karşılık bulmadı. Âs b. Vâil, Mekke’nin zengin kişilerinden olmasına rağmen borcunu inkâr ediyordu. Çaresiz kalan tüccar, Kâbe’nin etrafında bulunan insanları uğradığı haksızlıktan dolayı kendisine yardım etmeye çağırdı. Bu çağrı, Hz. Peygamber’in amcası Zübeyr b. Abdülmuttalib başta olmak üzere bazı Mekkelileri çözüm aramaya sevk etti. Muttaliboğulları, Zühreoğulları, Teymoğulları, Esedoğulları ve Hâşimoğulları Abdullah b. Cüdʼanʼın evinde toplandılar. Hz. Peygamber de amcası ile birlikte bu toplantıya katıldı. Onlar haksızlıklar karşısında birlikte hareket etmeye karar verdiler. Mekke’de her kime zulüm yapılırsa kim olduğuna bakılmaksızın hakkı kendisine teslim edilecekti. Yapılan toplantıya Sevgili Peygamberimiz de
amcası ile birlikte katıldı. İlk uygulama olarak Âs b. Vâil’e gidilmiş, ödemesi gereken borç kendisinden alınıp mağdur olan tüccara verilmişti. Kureyşliler, bu antlaşmaya “Erdemliler Birliği” anlamında Hilfü’l-Fudûl ismini vermişti.

Peygamberimizin Gençlik Dönemi
Peygamberimizin Gençlik Dönemi

Hilfü’l-Fudûl yalnızca ticari konulardaki sorunları çözmekle yetinmiyor, her türlü haksızlığın çözümünde devreye giriyordu. Kızı ile birlikte Mekke’ye gelen Yemenli bir adamın yaşadıkları buna güzel bir örnektir. Nübeyh b. Haccâc tarafından kızı zorla elinden alınan Yemenli adama Hilfü’l-Fudûl’den yardım istemesi tavsiye edilmiş ve adam durumu topluluk üyelerine anlatmıştı. Bunun üzerine Hilfü’l-Fudûl üyeleri derhal Nübeyh b. Haccâc’ın evini kuşatarak kızı kurtarmış ve babasına teslim etmişlerdi.

(İbn Habîb, Münemmak, s. 52-55.)

Hz. Peygamber, haksızlığa uğrayarak şikayette bulunanlara her zaman yardım etmiştir: Allah Resulü(s.a.v.) bir gün Kâbe’de sahabilerle otururken Yemenli bir adam çıkageldi. “Beldenizde bulunan birine mi zulmediyorsunuz?” diyerek şikâyete başladı. Hz. Peygamber “Sana kim zulmetti?” dedi. Adam “Ebu’l-Hakem (Ebu Cehil) benden üç deve istedi. Ancak o, develer için kıymetinin çok altında bir fiyat verdi. Şimdi de hiç kimse onun korkusundan dolayı yüksek fiyat vermeye yanaşmıyor, zarar ettim.” dedi. Hz. Peygamber develerin yerini sordu. Birlikte develerin olduğu yere gittiler. Resulullah(s.a.v.), tüccar ile uygun bir fiyatta anlaşarak
ondan develerini satın aldı. Develeri değerinin çok altında almaya çalışan Ebu Cehil öfkeyle Sevgili Peygamberimize geldi. Resululah(s.a.v.) ona Hilfü’I-Fudûl’de verdiği yeminini hatırlattı ve “Ey Amr (Ebu Cehil)! Bundan sonra bu adama yaptığını başkasına da yaparsan benden zarar görürsün.” dedi. Zulme ve haksızlığa uğrayanların yanında duracaklarına dair söz veren Hilfü’I-Fudûl üyeleri bu sözlerinin arkasında durmuşlar, yeminlerini bozmamışlardır. Emevi Devleti’nin ilk yıllarına kadar devam eden bu antlaşma, son üyenin vefat etmesiyle fiilen son bulmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kim ne dedi?

    1. Cok bilgi almis oldum cok Tesekurllar

    En son eklenen yazılar

    Gorgoda © 2024