Cok bilgi almis oldum cok Tesekurllar
Değerlerin öğretimi ile ilgili literatür taraması yapıldığında çeşitli yaklaşımlardan söz edildiği görülmektedir. Bunlar: Değerlerin doğrudan öğretimi yaklaşımı, Değerleri belirginleştirme yaklaşımı, Değer analiz yaklaşımı, Bütüncül yaklaşım; Kohlberg’in adil topluluk okulları, Değerler eğitiminde gizilgüç; örtük program, Karakter eğitimi Gözlem yoluyla öğrenme Model olma Hizmet ederek öğrenme olarak ifade edilmektedir. 1. Değerlerin Doğrudan Öğretimi Yaklaşımı: Bu yaklaşım, yüksek […]
Değerlerin öğretimi ile ilgili literatür taraması yapıldığında çeşitli yaklaşımlardan söz edildiği görülmektedir. Bunlar:
1. Değerlerin Doğrudan Öğretimi Yaklaşımı: Bu yaklaşım, yüksek düzeyde öğretmen merkezli bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım; anlatım, gösterme, alıştırma – tekrar yapma, öğretici sorular sorma gibi yöntemleri içerir. Doğrudan öğretim yaklaşımı tümdengelimci bir yapıya sahiptir. Bu doğrultuda değerlerin öğretimi sürecinde önce kural ya da genellemeler sunulur, sonrasında yapılan etkinlikler ve verilen örneklerle bu kural ya da genellemeler desteklenir.
Bu yaklaşımda öğrenci katılımı önemlidir. Öğrenciye kazandırılacak değerler ile ilgili bir zaman planlaması yapılır, sonrasında da öğrencinin performansı izlenir ve öğrenciye anında geri bildirim verilir.
Bu yaklaşım doğrultusunda belirlenmiş değerler öğretmenler ya da yetişkinler tarafından; evde, okulda ya da medya tarafından öğretilmekte, öğrencinin davranışlarını bu değerler doğrultusunda yeniden yapılandırılması sağlanmaktadır. Bu yönde şiirler, kompozisyon yarışmaları, masal ve hikâyeler, çocuklara ahlaki mesajlar veren kitaplar kullanılabilmektedir. Doğrudan öğretim yaklaşımını savunan Wilson, değerlerin tek başına bir konu olarak ele alınmasını savunmuş, değer ve ahlak eğitiminin ders programlarının yan ürünü olarak ele alınmasına karşı çıkmıştır. Bu anlamda bağımsız bir değerler ve ahlak eğitimi programı ortaya konmasının zorunluluğundan söz etmiştir.
Bu yaklaşımda öğrenciler öğrenecekleri değerleri kendileri seçmemekte, öğretmenler tarafından belirlenen değerlerin öğretimi gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda süreçte etkin ve yönlendirici olan öğretmendir.
Doğrudan değer öğretimi yaklaşımında iki yöntem üzerinde durulmaktadır. Bunlar telkin yaklaşım yöntemi ve davranış değiştirme yöntemidir.
2. Değerleri Belirginleştirme Yaklaşımı: Bu yaklaşım John Dewey ve Hümanistik (insancıl) kuramdan etkilenmiş olup Louis Raths, Merrill Harmin, Howard Kirchenbaum ve Sidney Simon tarafından geliştirilmiştir.
Bu yaklaşımda temel amaç, öğrencilerin duygu ve düşüncelerinin farkına varmalarını ve değerlerini belirmelerini sağlamak olup değerlerin öğretilmesi sürecinde öğrenciyi merkeze almaktadır.
Değerlerin belirginleştirilmesi, öğrencinin hangi değere sahip olması gerektiğini vurgulamaz. Burada öğrenci hangi değere sahip olması gerektiğini düşünerek kendisi için önemli olan bir şeyi kazanmaya çalışır. Bu yaklaşımda öğrenciyi ikna etme veya zorlama yoktur. Öğrenciler kendi değerlerini netleştirip yaşamlarındaki değerleri seçerken bağımsız olarak seçim yaparlar. Raths, Harmin ve Simon, değer kazanımının başarıya ulaşmasında üç farklı basamaktan söz etmişlerdir. Bunlar:
Değerlerin belirginleştirilmesi yaklaşımı 1960 ile 1980’li yıllar arasında etkili olmuş; ancak 1980’li yıllardan sonra etkisini yitirmiştir. Hatta bu yaklaşımın öncülerinden Kirschenbaum’da son zamanlarda bu görüşü terk etmiş ve karakter eğitimi yaklaşımını benimsemiştir.
3. Değer Analiz Yaklaşımı: Bu yaklaşım, Amerikan Sosyal Bilgiler Ulusal Kurulu tarafından geliştirilmiştir. Bu öğretim yaklaşımında amaç, öğrencilerin karşılaştıkları değerler hakkında karar verebilmek için bilimsel araştırma ve mantıksal düşünme sürecini kullanabilmelerini sağlamaktır.
Bu yaklaşıma göre değerlerin belirlenmesi sürecinde eleştirel düşünme yeteneğinin kullanılması gerekir. Bu doğrultuda zihinsel süreçlere, mantığa ve bilimsel araştırmalara odaklanmak gerekir. Değerlerle ilgili sorunlarla baş başa kalan öğrenci, duygularını olaya dâhil etmeden mantıklı karar almaya çalışmalıdır.
Bu yaklaşıma göre değer oluşturmada;
4. Bütüncül Yaklaşım: Kohlberg’in Adil Topluluk Okulları: Kohlberg, ahlaki gelişim kuramında insanların 3 ahlak gelişim evresinden geçtiğini savunur. Bunlar; gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası düzeydir.
Bu çerçevede Kohlberg’in yaklaşımı, geleneksel eğitim yöntemlerinden çok farklıdır. Bu yaklaşımda değer öğretimi sürecinde öğrencinin düşünme ve muhakeme yapabilme gücünü edinmesi üzerinde durulmaktadır. Öğretmenin yargısı, tek ölçüt olarak görülmez ve öğretmenin yargısı farklı görüşlerden birisi olarak sunulur.
Bu eğitim sürecinde öğrenciler, bazı ahlaki yargıların diğerlerinden daha yeterli olduğu gerçeğine, farklı yargı nedenlerini inceleyerek kendi akıl yürütmeleri sonucunda ulaşmaktadır.
Bu yaklaşıma göre toplum ve okulların arzu ettikleri değerleri öğrencilere kazandırmak ve kazandırılan bu değerleri sürdürmek gerekir. Okulların önermiş oldukları değerler, eşsiz ve temel değerlerdir. Bu nedenle okullarda uyulması gereken tüm kurallar ve benimsenecek değerler, bütün personelin katılımıyla demokratik bir şekilde belirlenmelidir.
Bu yaklaşımda çocukların çeşitli ahlak düzeylerini tartışmadan ahlak düzeylerini yükseltemeyeceği üzerinde durulmakta, demokratik bir ortamda çeşitli ahlaki yargıların tartışılması, düşünme ve muhakeme süreçlerinin kullanılarak karara varılması üzerinde durulmaktadır.
5. Değerler Eğitiminde Gizilgüç; Örtük Program: Örtük program terimi ilk olarak 1968 yılında kullanılmış olup bu terimin ortaya çıkması eğitim ve sosyolojiye dayanmaktadır. Örtük programlar; resmi olarak açıkça belirtilmeyen, yazılı olmayan ve ders dışı etkinlikleri de içine alan programlardır. Örtük programların içeriği çok geniştir ve bu içerik; idareci ve öğretmen davranışları, benimsenen yaklaşımlar, okul atmosferinin niteliği, okulun değerleri, okul içi ortamın öğrencilere sağladığı etkileşim örüntüsü, kültürel tutum, gerçekleştirilen program dışı uygulamalar gibi pek çok unsuru içermektedir.
Örtük programın etkili ve başarılı olması için okuldaki tüm personelin, özellikle de idareci ve öğretmenlerin bu süreçten haberdar olması gerekir.
Örtük programı savunan bilim adamları, öğrencilerin çok azının değerleri resmi programlardan öğrendiğini, değerler eğitiminde örtük programların daha işlevsel olduğunu savunmaktadırlar. Bu nedenle değerlerin kazandırılmasında bir ders ya da konu olarak değerlere yer verilmesi çok gerekli değildir. Resmi programın uygulanması sürecinde örtük programların devreye girmesi gerekir.
6. Karakter Eğitimi: Karakter kavramı, moral yaşamın bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlarını kapsama, ahlaki değerleri anlama ve onlar hakkında hassasiyet taşıma olarak tanımlanmaktadır. Bir toplumun geleceğinin iyi yetişmiş ve karakter sahibi insanlara bağlı olduğu tartışılmaz bir gerçek olup insanların iyi karakterlere kendiliğinden sahip olması da çok mümkün değildir. Bu nedenle karakter eğitimi; örtük ya da resmi program aracılığıyla çocuk ve gençlere temel insani değerleri kazandırma, onlara sorumluluk sahibi olma, değerlere karşı duyarlılık gösterme ve bunları davranışa dönüştürme konusunda yardımcı olma olarak ifade edilebilir. Karakter eğitiminin çeşitli prensipleri olduğu bilinmektedir. Bu prensipler şu şekildedir:
7. Gözlem Yoluyla Öğrenme: Öğrenme sürecinde gözlemler de oldukça önemlidir. O halde değerlerin öğrenilmesinde ve davranışa dönüştürülmesi aşamasında gözlemden yararlanılmalıdır. Özellikle sosyal bilimlerde gözlem becerisi oldukça önemlidir. Hayat bilgisi ve sosyal bilgiler derslerinde de gözlem becerisinin önemli yer tuttuğu görülmektedir. Özellikle gündelik hayatın önemli bir bölümünü işgal eden televizyon ve internet üzerinden filmler, belgeseller, oyunlar, haberler, vb. izlenilerek birçok davranışı insanlar farkında olarak veya olmayarak kazanabilmektedir, insanlar etrafındaki insanları gözlemleyerek onları model alabilir. Bu nedenle gözlem yoluyla öğrenme değerler eğitiminde de önemlidir.
Gözlem yoluyla öğrenme yaklaşımda şunlar yapılmalıdır:
8. Model Olma: Demokratik toplumlar, değerlerini kabul eden, kendince rahat kararlar alabilen bireylere ihtiyaç duymaktadır. Bu açıdan bakıldığında değer eğitiminde önemli olan unsurlardan biri de öğretmenin sınıf içerisindeki rolüdür. Öğretmenler, öğrencilerde ahlaki sorumluluk ile neyin iyi veya neyin kötü olduğunu onlara öğretmekle sorumludur. Bunu sağlamada ise hoşgörülü, sıcak ve kibar davranışlar sergileyerek veya genel olarak tarih ya da edebiyat konularını oluşturan unsurları ders süreci içerisinde sıklıkla kullanılarak öğrencilere değerler öğretilebilir.
9. Hizmet Ederek Öğrenme: Hizmet ederek öğrenme yaklaşımı (service learning) değerler eğitiminde öğrencilerin yaparak yaşayarak öğrenmeleri için kullanılması gereken bir yaklaşımdır.
Karakter, değer ve ahlak eğitimi ile ilgili en çok şikâyetçi olunan ve eleştirilen konulardan birisi öğrencilerin öğrendiği bilgiyi davranışa dönüştürememesidir. Öğrenciler diğer yaklaşımlarla edindiği bilgileri uygulayamadıktan sonra ya bu bilgiler havada kalacak veya unutulup gidecektir. Bunun için service learning (hizmet ederek öğrenme), modelinin kesinlikle karakter, değer ve ahlak eğitiminde daha fazla kullanılması gerekmektedir. Çünkü Tuncel, Kop ve Katılmış (2011 )’ın da belirttiği gibi hizmet ederek öğrenmede bireylerin; kendilerinin toplumla bütünleşmesine, toplumsal sorunlara karşı daha duyarlı olmalarına ve çözüm önerileri aramalarına yardımcı olunacağına inanılmaktadır.
Hizmet ederek öğrenme ile değerleri ve amacı olan bir sınıf oluşturabilmek için; geleneksel yöntemlerle donatılmış eğitim ortamları yerine uygulamaya yönelik eylemlerin yapıldığı, hayatın içinden yaşantıların birebir hissedildiği, sosyalleşmeyi artıran çalışmalara gereksinim vardır. Bu gereksinimlerin farkında olan öğretmenler, öğrencilerin uygulama yapabileceği etkinlikler oluşturmaya çalışmalıdır. Hizmet ederek öğrenme ABD’de uzun yıllardan beridir aktif olarak kullanılmakta olup; Türkiye’de ilk defa 2006 eğitim-öğretim yılında eğitim fakültelerinde “Topluma Hizmet Uygulamaları” adı altında bir ders olarak girmiştir.
Konuya verilen önemin artmasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2010 yılında yayınladığı bir genelge önemli rol oynamıştır. MEB bu genelge ile tüm illerde 2010-2011 eğitim öğretim yılının ilk haftasında okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim kumullarında ders içi ve ders dışında, değerler eğitimine yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesini istemiştir. MEB bu genelge ve ileride çıkarılan “Değerler Eğitimi Yönergesi” ile uygulamayı daha sistemli bir hale getirmeye çalışmıştır.
Değerler eğitimi konusu sadece MEB’in gönderdiği bir genelge ve çıkardığı bir yönerge ile sınırlı kalmamıştır. Yönerge dışında değerler eğitimi konusu Millî Eğitim Şûralarında da yoğun bir şekilde ele alınmıştır. Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirilen 18. Milli Eğitim Şûrasında değerler eğitimine özel bir vurgu yapılmıştır. Kararların üçüncü bölümünde yer alan “Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi” başlığı altında değerler eğitimi ile ilgili kararlar alınmıştır.
Bu bağlamda değerler eğitimi yönergesinden bahsetmek yararlı olacaktır.
Yazı etiketi: Değerler eğitimi, Eğitim bilimleri, Eğitim öğretim, Eğitim yönetimi, Kavramlar, Yönetici eğitimi
Kategori: Nedir?
Cok bilgi almis oldum cok Tesekurllar
Kötü
Yeter ki bi muhatab bulayım para ikinçi plan alacak türkiye ilgilenen varmı bilgi edinmek iştiyorum
Bende almak iştiyorum Fiyatı. Nasıl alacam türkiye bayi varmı
2021-2022 Türk Dili ve Edebiyatı 10. Sınıf yıllık planını paylaşırsanız çok sevinirim. Teşekkürler
Gorgoda © 2024